İstanbul’dan gerçekleştireceğimiz uçuşun ardından Almanya’nın Bavyera bölgesinin başkenti Münih’e varıyoruz. Avrupa’nın en düzenli ve en keyifli şehirlerinden biri olan Münih’te şehir merkezine geçerek gezimize başlıyoruz.

Şehrin kalbi kabul edilen Marienplatz, görkemli Yeni Belediye Binası (Neues Rathaus), tarihi sokaklar ve çevresindeki canlı meydan atmosferi Münih’in klasik Avrupa kimliğini yakından hissetmemizi sağlıyor. Meydan çevresindeki tarihi yapılar ve hareketli şehir yaşamı eşliğinde Münih’in en özel noktalarını keşfediyoruz.

Münih gezimizin ardından Almanya’nın şirin kasabalarından Memmingen’e doğru yola çıkıyoruz. Renkli evleri, tarihi surları ve sakin atmosferiyle Memmingen, Bavyera’nın daha dingin yüzünü yansıtan keyifli bir durak oluyor.

Buradaki gezimizin ardından Almanya’dan ayrılarak İsviçre’ye doğru yolculuğumuza devam ediyoruz. Yeşil vadiler, düzenli yerleşimler ve Alp manzaraları eşliğinde İsviçre’nin doğusunda yer alan St. Gallen şehrine ulaşıyoruz.

Günün sonunda St. Gallen’deki otelimize yerleşerek konaklama yapıyoruz.

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra İsviçre’nin kültürel mirasıyla öne çıkan şehirlerinden St. Gallen’i keşfetmeye başlıyoruz. Barok mimarinin en etkileyici örneklerinden biri olan ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan St. Gallen Manastırı, zengin kütüphanesi ve etkileyici iç mekânlarıyla şehrin simgesi konumundadır. Ardından tarihi şehir merkezi, renkli cepheli evlerle çevrili meydanlar ve düzenli sokaklar eşliğinde St. Gallen’in zarif atmosferini hissediyoruz.

St. Gallen gezimizin ardından İsviçre’nin en büyük ve en canlı şehri olan Zürih’e doğru hareket ediyoruz. Varışımızla birlikte şehir gezimize; Orta Çağ’dan günümüze uzanan Eski Şehir (Altstadt) bölgesiyle başlıyoruz. Grossmünster ve Fraumünster kiliseleri, Limmat Nehri boyunca uzanan tarihi sokaklar ve şehrin kültürel dokusunu yansıtan meydanlar Zürih’in klasik yüzünü ortaya koyuyor.

Gezimizin devamında, dünyanın en ünlü alışveriş caddelerinden biri kabul edilen Bahnhofstrasse, Zürih Gölü çevresi ve şehrin modern yaşamını yansıtan bölgeler görülüyor. Zürih, tarihi dokusu kadar düzeni, yaşam kalitesi ve kozmopolit yapısıyla da dikkat çekiyor.

Zürih gezimizin ardından Ren Nehri kıyısında konumlanan, sanat ve mimariyle öne çıkan Basel’e doğru yola çıkıyoruz. Şehre varışımızla birlikte Basel Eski Şehir, Ren Nehri çevresi, tarihi köprüler ve şehir siluetini belirleyen yapılar eşliğinde kısa bir şehir gezisi gerçekleştiriyoruz.

Günün sonunda Basel’deki otelimize yerleşiyoruz.
Dolu dolu geçen bu gün, İsviçre’nin kültür, şehir yaşamı ve estetik anlayışını net biçimde yansıtıyor.

Sabah otelimizden ayrılmadan önce Basel’deki şehir gezimizi tamamlıyoruz. Ren Nehri kıyıları, tarihi Basel Eski Şehir bölgesi, dar sokaklar, meydanlar ve şehrin siluetini belirleyen yapılar eşliğinde Basel’in sanatsal ve kültürel dokusunu yakından hissediyoruz. İsviçre’nin en karakterli şehirlerinden biri olan Basel, zarif mimarisi ve düzenli şehir yaşamıyla unutulmaz bir iz bırakıyor.

Basel gezimizin ardından İsviçre’den ayrılarak Fransa’ya doğru keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz. Bağ yolları, kırsal manzaralar ve düzenli Fransız kasabaları eşliğinde Burgonya Bölgesinin başkenti olan Dijon’a ulaşıyoruz.

Dijon’da gerçekleştireceğimiz şehir gezisinde; Orta Çağ’dan izler taşıyan tarihi şehir merkezi, şehrin simgesi Ducal Sarayı, zarif meydanlar ve taş sokaklar eşliğinde Burgonya’nın sofistike atmosferini keşfediyoruz. Tarih, mimari ve Fransız şehir kültürünün iç içe geçtiği Dijon, turun karakterini net şekilde Fransa’ya taşıyan önemli bir durak oluyor.

Dijon gezimizin ardından yolculuğumuza devam ederek Yonne Nehri kıyısında konumlanan, sakin ve zarif atmosferiyle bilinen Auxerre şehrine geçiyoruz. Tarihi dokusu korunmuş merkez bölgesi, taş evleri ve nehir çevresiyle Auxerre, Fransa’nın klasik şehir yaşamını hissettiren özel bir konaklama noktası sunuyor.

Günün sonunda Auxerre’deki otelimize yerleşiyoruz.

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra Auxerre şehir gezimizi gerçekleştiriyoruz. Yonne Nehri kıyısında kurulu bu zarif Burgonya şehrinde; korunmuş tarihi şehir merkezi, taş sokaklar, Orta Çağ’dan izler taşıyan mimari yapılar ve nehir çevresindeki keyifli yürüyüş alanları eşliğinde Auxerre’in sakin ve estetik atmosferini yakından tanıyoruz. Fransa’nın klasik şehir yaşamını yansıtan Auxerre, turun Fransa bölümüne güçlü ve karakterli bir başlangıç sunuyor.

Auxerre gezimizin ardından Fransa’nın kalbi kabul edilen Paris’e doğru hareket ediyoruz. Yol boyunca Fransa kırsalının düzenli manzaraları eşliğinde ilerleyerek Avrupa’nın en ikonik şehirlerinden birine ulaşıyoruz.

Paris’e varışımızla birlikte şehir gezimize başlıyoruz. Eyfel Kulesi, Şanzelize Caddesi, Zafer Takı, Concorde Meydanı, Seine Nehri çevresi ve Paris siluetini tamamlayan tarihi yapılar eşliğinde şehrin en ünlü noktalarını keşfediyoruz. Paris’in sanat, tarih ve modern şehir yaşamını bir arada sunan atmosferini daha ilk andan itibaren hissediyoruz.

Günün sonunda Paris’teki otelimize yerleşerek konaklama yapıyoruz.

Bugün, Fransa’nın ve Avrupa’nın simgesi haline gelmiş Paris’i doya doya keşfediyoruz. Sabah otelimizden ayrılarak kapsamlı Paris şehir gezimize başlıyoruz.

Gezimizde; Gotik mimarinin en önemli eserlerinden biri olan Notre Dame Katedrali çevresi, dünyanın en ünlü müzelerinden Louvre Müzesi dış alanları ve cam piramit, Tuileries Bahçeleri, Concorde Meydanı ve Paris’in kalbinden geçen Seine Nehri boyunca uzanan tarihi köprüler yer alıyor.

Devamında, Paris’in en prestijli ve en canlı caddesi olan Şanzelize (Champs-Élysées) boyunca ilerleyerek Zafer Takı çevresini keşfediyoruz. Günün ilerleyen saatlerinde sanatçıların ve bohem yaşamın merkezi olarak bilinen Montmartre Tepesi’ne çıkıyoruz. Burada Sacré-Cœur Bazilikası, sanat dolu sokaklar ve Paris’i yukarıdan izleyebileceğimiz seyir noktalarıyla şehrin romantik yüzünü yaşıyoruz.

Paris’in tarihini, sanatını ve şehir kültürünü tüm yönleriyle sunan bu tam gün geziyle, şehirde unutulmaz bir gün geçiriyoruz.

Geceleme Paris’te.

Bugün Paris’te ekstra bir gün geçiriyoruz.
Dileyen misafirlerimiz için tam gün opsiyonel Disneyland Paris turu imkânı sunuluyor. Dünyanın en ünlü tema parklarından biri olan Disneyland’da eğlence, gösteriler ve tematik alanlarla unutulmaz bir gün yaşanıyor.

Disneyland’a katılmak istemeyen misafirlerimiz için ise Paris’te serbest zaman bulunuyor. Bu süre içerisinde müzeler, kafeler, alışveriş caddeleri, Montmartre & Le Marais bölgeleri veya Seine Nehri çevresinde keyifli keşifler yapılabilir.

  ️ Paris konaklama

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra Paris’ten ayrılarak Fransa’nın en prestijli bölgelerinden biri olan Şampanya Bölgesi’ne doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız, Fransız krallarının taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmış olan tarihi şehir Reims oluyor.

Reims’te gerçekleştireceğimiz şehir gezisinde; görkemli Reims Katedrali, tarihi şehir merkezi, geniş meydanlar ve klasik Fransız mimarisini yansıtan sokaklar eşliğinde şehrin zarif atmosferini keşfediyoruz. Reims, Fransa’nın tarih ve asaletini en net hissettiren duraklardan biri olarak öne çıkıyor.

Reims gezimizin ardından Fransa’nın kültürel geçiş noktalarından biri olan Metz’e doğru yolculuğumuza devam ediyoruz. Etkileyici Saint-Étienne Katedrali, Moselle Nehri çevresi ve düzenli şehir yapısıyla Metz, Fransa’nın farklı yüzünü tanıtan özgün bir durak sunuyor.

Metz sonrası Avrupa’nın en küçük ama en düzenli ülkelerinden biri olan Lüksemburg’a geçiyoruz. Derin vadiler üzerine kurulu şehir yapısı, tarihi köprüleri ve Eski Şehir bölgesiyle Lüksemburg’ta kapsamlı bir şehir gezisi gerçekleştiriyoruz. Doğal ve tarihi dokunun iç içe geçtiği bu şehir, turun en etkileyici sürprizlerinden biri oluyor.

Günün sonunda Belçika’ya geçerek Meuse Nehri kıyısında konumlanan Namur şehrine ulaşıyoruz. Tarihi dokusu, akşam atmosferi ve düzenli şehir yapısıyla Namur, konaklama için turun temposunu düşürmeden kaliteli bir kapanış sunuyor.

Geceleme Namur’da.

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra Brüksel’de şehir gezimize devam ediyoruz. Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olan Brüksel’de; UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Grand Place, şehrin simgesi Manneken Pis, tarihi şehir merkezi ve çevresindeki canlı sokaklar eşliğinde Brüksel’in klasik dokusunu bir kez daha yakından hissediyoruz.

Brüksel gezimizin ardından Belçika’dan ayrılarak Hollanda’ya doğru yola çıkıyoruz. Yol boyunca Benelüks bölgesinin düzenli şehirleri ve yeşil manzaraları eşliğinde ilerleyerek Hollanda’nın en ikonik şehirlerinden biri olan Amsterdam’a ulaşıyoruz.

Varışımızın ardından Amsterdam şehir gezimize başlıyoruz. Kanallarıyla ünlü bu eşsiz şehirde; tarihi şehir merkezi, su kanalları çevresi, dar sokaklar ve şehir atmosferini yansıtan bölgeler eşliğinde keyifli bir keşif yapıyoruz. Amsterdam, özgün mimarisi ve rahat şehir yaşamıyla turun son bölümüne güçlü bir giriş sunuyor.

Günün sonunda Amsterdam’daki otelimize yerleşerek konaklama yapıyoruz.

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra Amsterdam şehir gezimize başlıyoruz. Kanalları, dar sokakları ve özgün mimarisiyle Avrupa’nın en karakteristik şehirlerinden biri olan Amsterdam’da; tarihi şehir merkezi, kanal çevreleri ve şehrin ruhunu yansıtan bölgeler eşliğinde keyifli bir keşif gerçekleştiriyoruz. Rahat yaşam tarzı, estetik şehir düzeni ve canlı atmosferiyle Amsterdam, turun son bölümüne güçlü bir başlangıç sunuyor.

Amsterdam gezimizin ardından Hollanda’nın en ünlü ve en fotojenik kasabalarından biri olan Volendam’a doğru hareket ediyoruz. Geleneksel Hollanda evleri, limanı, balıkçı tekneleri ve sahil boyunca uzanan yürüyüş yollarıyla Volendam, Hollanda’nın kartpostallık yüzünü en net yansıtan duraklardan biridir. Burada gerçekleştireceğimiz gezide kasabanın samimi atmosferini yakından hissediyor, Hollanda’nın klasik köy yaşamını deneyimliyoruz.

Volendam gezimizin ardından tekrar Amsterdam’a dönüyoruz. Günün kalan bölümünde şehirde serbest zaman imkânı bulunuyor. Dileyen misafirlerimiz Amsterdam’ın kafelerinde vakit geçirebilir, alışveriş yapabilir veya şehri kendi temposunda keşfetmeye devam edebilir.

Günün sonunda Amsterdam’daki otelimize dönerek konaklama yapıyoruz.

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra Amsterdam şehir gezimize başlıyoruz. Kanalları, tarihi yapıları ve kendine özgü mimarisiyle Avrupa’nın en karakteristik şehirlerinden biri olan Amsterdam’da, şehri grup halinde ve rehber eşliğinde keşfediyoruz.

Gezimizde; şehrin kalbi kabul edilen Dam Meydanı, Kraliyet Sarayı çevresi, tarihi şehir merkezi ve ünlü kanal bölgeleri yer alıyor. Su yolları boyunca uzanan dar sokaklar, köprüler ve tipik Hollanda evleri Amsterdam’ın ikonik siluetini net şekilde ortaya koyuyor.

Şehir gezimizin devamında Amsterdam’ın sosyal yaşamını yansıtan bölgeler, meydanlar ve şehir dokusu eşliğinde keyifli bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Şehrin rahat yaşam tarzı, düzenli yapısı ve canlı atmosferi bu gezide yakından hissediliyor.

Gezimizin ardından misafirlerimize kısa serbest zaman veriliyor. Bu sürede dileyenler kafelerde vakit geçirebilir, alışveriş yapabilir veya şehir merkezinde gezintilerine devam edebilir.

Sabah otelimizden ayrıldıktan sonra Hollanda’dan ayrılarak Almanya’nın en modern ve en düzenli şehirlerinden biri olan Düsseldorf’a doğru hareket ediyoruz. Ren Nehri kıyısında konumlanan bu şık şehir, Avrupa’nın önemli ticaret ve yaşam merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Düsseldorf’a varışımızın ardından şehir merkezinde kısa bir gezi gerçekleştiriyoruz. Altstadt (Eski Şehir) bölgesi, Ren Nehri çevresi, modern şehir dokusu ve Düsseldorf’un canlı atmosferi eşliğinde keyifli bir final gezisi yapıyoruz. Şehrin klasik Alman düzeni ile modern Avrupa yaşamını bir arada sunan yapısı, turun son gününe dengeli ve akıcı bir kapanış kazandırıyor.

Gezimizin ardından Düsseldorf Havalimanı’na geçerek İstanbul’a dönüş uçuşumuz için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Keyifli, dolu dolu ve dengeli geçen turumuzun ardından İstanbul’a varış.